Şehir, adını aldığı Mount Royal (Kutsal Dağ)’ın çevresinde kurulmuştur. Montreal’in ilk göçmenleri, tabii afetlerden kendilerini koruduğuna inandıkları dağın tepesine şükran- ı nimet olarak tahta bir haç dikmişler. Bu noktadan şehri seyretmek kanatlanmak gibidir.

Şehri 1842 yılında gezen romancı Charles Dickens, yolların dar ve düzensizliğinden söz eder ve tipik bir Fransız kasabası olarak niteler Montreal’i. Gerçekten de bu artistik şehir için, küçük Paris yakıştırması öteden beri yapılır.

TOPLUMSAL HAYAT

İngilizce de bilen Montreal insanı, Fransızca konuşmayı tercih eder. Şehirdeki tabelalar Fransızcadır, esnaf söze Fransızca başlar. Montreal Fransızca bilen ve eğitimini Kanada’da sürdürmek isteyen herkese kesinlikle tavsiye edilebilecek bir şehir.

Toronto’dan sonra, yaklaşık on bin kişi ile Kanada’nın en çok Türk nüfusuna sahip şehri Montreal’dir. Türk dernek, vakıf ve cemiyetlerin çok olduğu şehirde, ayrıca Türkiye Cumhuriyeti Konsolosluğu bulunuyor.

EKONOMİ

Montreal, eski Kanada’da paranın döndüğü merkez olmuş. Zamanında, bozkırdaki çiftçinin, New Brunswik’teki ormancının, güneydeki tüccarın parasını döndürdüğü bir şehir olan Montreal, halen bu özelliğini koruyor. Toronto’dan sonra, ülkenin ikinci büyük ticaret ve sanayi hacmine sahiptir.

St. Lawrence nehriyle Atlas okyanusuna uzanan Montreal, Avrupa ve Akdeniz’in işlek limanlarıyla, Kuzey Amerika pazarları arasındaki en kısa rotaya sahip suyollarına açılıyor. Yılda iki milyar dolarlık büyüklükte iş hacmine sahip ve 17.600 kişinin de iş kapısıdır.

KÜLTÜR – SANAT

Dünyanın en saygın üniversitelerinden biri olarak kabul edilen McGill Üniversitesi, Montreal’dedir.

Montreal’i gezmenin en iyi yolu, metroyu iyi kullanmaktan ve bölgelerdeki cazibe merkezlerini bilmekten geçer.

Kentin en popüler mekânları Old Montreal’de bulunuyor. Notre Dame Bazilikası, Arkeoloji ve Tarih Müzesi (kentin tarihini yansıtan mükemmel bir müze), eski liman kentin bu bölgesinde bulunur.

Kent merkezinde (Place de Arts ve yakın çevresi ile Dorchester Square) birçok tarihi esere tanık olabilirken, Eski liman, sokak ressamları, müzisyenleri ve yürüyüş alanlarıyla gerçekten ilgi çekici bir yerdir. En popüler mekânlar Mary, Queen ve World Katedralleri ile Peter Bazilikası’dır.

TURİZM

Başkent Ottawa’da bile olmayan Metro, Montrealli’nin günlük hayatını çok kolaylaştırdığı gibi, şehrin modern kimliğinin de önemli bir parçasıdır.

Şehirdeki kilise sayısı dikkat çekicidir. Her sokakta, köşe başında tarihi bir kilise görebileceğiniz şehre, Kuzey Amerika’nın Katoliklik merkezi olarak bakılır. Montreal’in bu tarihi dini mekânları, özellikle Amerika’dan çok sayıda, günübirlik turist çeker.

Kent merkezinden kuzeye doğru yol aldığınızda 1976 yaz olimpiyatlarına ev sahipliği yapan Olimpiyat Parkı ile karşılaşırsınız. Parkın hemen yakınında içinde 26 bin çeşit bitki ve çiçek bulunan, dünyanın en iyi botanik bahçelerinden biri olarak da gösterilen Jardin Botanique vardır.

Hippilerden radikal Musevilere kadar her kesimden insanla karşılaşabileceğiniz Plateu bölgesi, kentin çok kültürlü yapısının bir aynasıdır (St. Laurent Bulvarı boyunca). Kentin Çin ve Latin mahalleleri de görülmeye değer yerler arasındadır.

Montreal, geleneksel olanla, yeninin kucaklaştığı bir festivaller şehridir. Dünyanın en önemli film festivalleri, Caz Festivali ve Komedi, Havai Fişek, Tiyatro, Bisiklet ve Kar festivalleri’ne ev sahipliği yapar. Özellikle yaz ayları Montreal’de festivallerle geçer. St. Catherine caddesi ise, zaten başlı başına bir festival havasındadır.